Ne baktın?

               Biz normal ya da akıllı değiliz.

Deli diye bir tabiri de kabul etmiyoruz.  

Normal diye bir tabiri de kabul etmiyoruz. 

Bu çaya şeker atmayın bir daha. Biz sadece, kendi deliliğimizin farkındalığına varıp, onunla güzel bir hayat yaşamanın nasıl mümkün olabileceği üzerinde çalışıyoruz.

Benim deliliğim ile senin deliliğin arasında çok fark yok. Bizim deliliğimizle 'onların' deli tabiri arasında uçurum var. Uçurumları severim. 

Kendimizin en yüksek potansiyeline ulaşabilmek için çalışıyoruz. Tüm bu uğraşlar, emekler temelde tek bir gayede birleşiyor. İyi hissetmek,  varlığımızı sürdürebilmek.

Kıç Kağıdı

 Sokakta kucağımıza tuvalet kağıdını taşıyoruz, poşete koymadan, evet gayet normal değil mi? Ama herkes biliyor ki o parfümlü kağıtla kıçımızı silcez, yere dökülen bir şeyi de silebilirim evet ama genel olarak tuvalet kağıdını tuvalette kullanıyoruz.

Peki neden ped ya da prezervatifi elinde alenen taşıyan insan göremiyoruz? Ayıp mı? Bütün bu materyaller bir şekilde özel bölgelerimize temas ediyor sonuçta, ha kıç kağıdı ha ped ne farkı var ki? 

Bilinç akışı

 Başka bir sistem mümkün ve mevcut. Geçiş yapma zamanı geldi.

Bir şeyler yazmak istiyorum ama düşünceler dolanıyor birbirine. Tırnağımı da törpülemem lazım, ufak bir çıkıntı var, aklım takılıyor.

Geçenlerde bir şeyleri yine tuhaf ve ironik buluyordum bunu yazayım dedim ama şu an ne olduğunu hatırlamıyorum. 

Sevgi, hakkında her zaman yazılabilcek bir konu. 

Herkesi seversen, bir kişiyi seçmene neden olan nedir? (Burda 'sadece' ikili romantik ilişkilerden bahsetmiyorum. Daha geniş bakın lütfen.) 

Eğer sevgi bir tutumsa, hemen hemen herkesi sevmen gerekir sonuçta. (istisnalara hiç girmiyorum, yormayın beni)

Neden bir kişi seçeriz? Toplum mu seçtiriyor yoksa egomuz mu yoksa kalbimiz mi?

Kalpten yapılan seçim doğru seçimdir.

Hakikattir. O yüzden sorarım kendime, neden bu insanı seçtim diye. Seçimimi yaptıran nedir diye. Milyonların arasından, neden bu insan?

Red

 

Şimdi, geçmişte yaptığım ve sonuçları benim için oldukça zorlayıcı ve bir o kadar da öğretici olan seçimlerimle (sizin deyiminizle 'hatalar') yargılanmayı reddediyorum. 

Bana yapılan desteğin ve yardımın suratıma çarpa çarpa hatırlatılmasını reddediyorum. Yapmasaydın. Seçimlerinden sen sorumlusun. 

Olması gerekeni yapıp sonra çok büyük bir lütufmuş gibi lanse edilmesini reddediyorum. 

Kişinin gelişip, evrilebileceğine inanmayan, kendine vermediği şansı doğal olarak başkasına da veremeyenlerle iletişim kurmayı reddediyorum. 

Kendi bencil çıkarları için benim mutluluğumu hiçe sayan 'seni düşündüğüm için ' bahanesine sığınıp kılıftan kılıfa giren korkaklarla konuşmayı reddediyorum.

Başkasının hayatına müdahele edemeyeceğini anlamayan, durması gereken sınırı bilmeyen, etrafındakilerle kendi yaptığı kuklalarıymış gibi oynayabileceğine düşünenlerle olmayı reddediyorum.

 

Ne var gök kubbeden ileri

Martıların yalnızlığı

Belki başıboş gezen bir kurşun

Bir garibin duası

Bir şairin kelamı

Sen öğretmiştin bana gecenin sıcaklığını

Olmaz işte her zaman dizelerde uyak

Saçmak lazım ortaya belki de ceplerde ne var ne yoksa

Çok  da düşünmeden

Zihin işi değil bu satırlar mısralar dörtlükler

Bizi anlamayanlar yazdıklarımıza deli saçması dediler

Deliydik evet ama saçılmamıştık ortaya

Aksine bizde kalmıştı her şey, ta içimizde, derinlerde

Onların gördüğüyse 29 harf