3 Kasım 2019 Pazar

Ölüm üzerine bir kaç karalama


                                                       Ölüm

·                   Niye şaşırıyorsun?  E bilmiyor muydun zaten öleceğini? Hani bize ilkokulda hayat bilgisi   dersinde öğretirlerdi ya “ her canlı doğar, yaşar ve ölür”. Öyle bir cümle vardı. Aslında onu bize öğretemediler, sadece ezberlettiler. O cümledeki her kelimenin anlamını benimsemiş, içselleştirmiş olsaydık, yaşamayı daha iyi bilirdik, ölmeyi de daha iyi bilirdik.

·         Şimdi senin evcil hayvanın öldü ya, yazık evet çok tatlıydı, dostundu, aranızda bağ vardı. Benim 6 yıl baktığım su kaplumbağam öldüğünde günlerce hüngür hüngür ağlamıştım, rüyalarımda görmüştüm. Canım acıyordu. Ama aslında canımın acımasının sebebi neydi biliyor musun?Pişmanlıktı. Çünkü ona son zamanlarda iyi bakamamıştım. Üniversite sınavına girecektim ve kafam çok doluyu. O da hastalandı ve öldü. Kendimi suçladığım için üzüntüm uzatmalı oldu. Bunu bir düşün.

·        Sevdiğin insanların ölümü başka bir boyut. Babam öldüğünde ilk bir hafta bu durumu algılayamamıştım. Hatta öğrendiğim an tepki verememiştim. Biraz ağlamıştım sanki. Ama sonra…
Sonrasında hayatım alt üst oldu. Canım çok yanıyordu çünkü pişmanlık vardı içimde. 

Aslında insan bu durumlarda pişmanlık hissederek kendisine sadece zarar veriyor.
Düşünsene şimdi bir arkadaşına çok kızdın, ona bağıracaksın, belki kendini frenleyemeyip kalbini kıracak birtakım laflar çıkacak ağzından ona. Durup da düşünür müsün: Bu arkadaşım ya yarın ölürse, ben en iyisi alttan alayım. İyi davranayım. Affedeyim, Her şeyi bilgelikle karşılayayım.
Hayır tabi ki. O yüzden yapılmış her türlü olumsuz davranış geçmişte kalmıştır, koşullar ve psikoloji öyle gerektirdiği için öyle olmuştur. Geçmiş geri alınamaz. Bunları ezberlemek değil içselleştirmek gerekir.

Hadi git şimdi çay demle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder