Ölüm
· Niye şaşırıyorsun? E bilmiyor muydun zaten öleceğini? Hani bize
ilkokulda hayat bilgisi dersinde öğretirlerdi ya “ her canlı doğar, yaşar ve
ölür”. Öyle bir cümle vardı. Aslında onu bize öğretemediler, sadece
ezberlettiler. O cümledeki her kelimenin anlamını benimsemiş, içselleştirmiş
olsaydık, yaşamayı daha iyi bilirdik, ölmeyi de daha iyi bilirdik.
·
Şimdi senin evcil hayvanın öldü
ya, yazık evet çok tatlıydı, dostundu, aranızda bağ vardı. Benim 6 yıl baktığım
su kaplumbağam öldüğünde günlerce hüngür hüngür ağlamıştım, rüyalarımda
görmüştüm. Canım acıyordu. Ama aslında canımın acımasının sebebi neydi biliyor
musun?Pişmanlıktı.
Çünkü ona son zamanlarda iyi bakamamıştım. Üniversite sınavına girecektim ve
kafam çok doluyu. O da hastalandı ve öldü. Kendimi suçladığım için üzüntüm
uzatmalı oldu. Bunu bir düşün.
· Sevdiğin insanların ölümü başka
bir boyut. Babam öldüğünde ilk bir hafta bu durumu algılayamamıştım. Hatta
öğrendiğim an tepki verememiştim. Biraz ağlamıştım sanki. Ama sonra…
Sonrasında
hayatım alt üst oldu. Canım çok yanıyordu çünkü pişmanlık vardı içimde.
Aslında
insan bu durumlarda pişmanlık hissederek kendisine sadece zarar veriyor.
Düşünsene
şimdi bir arkadaşına çok kızdın, ona bağıracaksın, belki kendini frenleyemeyip
kalbini kıracak birtakım laflar çıkacak ağzından ona. Durup da düşünür müsün:
Bu arkadaşım ya yarın ölürse, ben en iyisi alttan alayım. İyi davranayım.
Affedeyim, Her şeyi bilgelikle karşılayayım.
Hayır
tabi ki. O yüzden yapılmış her türlü
olumsuz davranış geçmişte kalmıştır, koşullar ve psikoloji öyle gerektirdiği
için öyle olmuştur. Geçmiş geri alınamaz. Bunları ezberlemek değil
içselleştirmek gerekir.
Hadi git şimdi çay demle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder