3 Kasım 2019 Pazar

Bok



Yalnız kalmaya bağımlıyım.

Bence bir insan, ömrü boyunca en az bir yıl mutlaka yalnız yaşamalı. İnsan yalnızken , mavi sadece mavi olmuyor ya da güneş sadece bir güneş olmuyor.

Lakin herkes baş edemez yalnızlıkla. Yoğunluk yaşadığımız zamanlarda; iş güç, ödev, sınav, para kazanma derken kendimizden uzaklaştığımızı hissedip yalnız kalmak istiyoruz.

Doğru.

Sonra bunu gerçekleştirince mutlu olup "oh dünya varmış" diyoruz ama bu kimileri için uzun sürmüyor.

Tuvalette kakasını bitiren bir çocuğun annesine :" anneeeeee, bitttiiiiiiii!" şeklinde seslenişi gibi biz de Tanrı'ya sesleniyoruz.

"Tanrım, bittiiii, dayanamıyorum artık kurtar beni benden!"
Kendimizi dinleme isteğinden vazgeçiyoruz, neden? Çünkü altımıza sıçıyoruz.
Neden mi altımıza sıçıyoruz? Düşünmekten.

Düşündükçe geçmişe , iyilerinin yanı sıra kötü hatırlara gidiyoruz, cevap veremediğimiz aman sonra düşünürüm dediğimiz sorular çıkıveriyor saklandıkları yerden, bir süre sonra düşüncelerimizi kontrol edememeye başlıyoruz ve kendi yarattığımız cehennemde yanıyoruz. Ve biz, o zaman sıçıyoruz.

Seslenişimize uzun süre yanıt bulamayınca anlıyoruz ki kıçımızdaki bok kurumuş ve onu temizlemeye yardım edecek kimse kalmamış etrafta. Ailemiz, arkadaşlarımız, komşularımız, Tanrı.
Terk etmişler. Sadece kendimiz kalmışız kıçımızda okkalı bir bokla.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder