🚗
Arabayı aldık satması kaldı diyenleri
duyar gibiyim. Paran varsa araba almak satmaktan daha kolay takdir edersiniz
ki. Belli bir bütçe ayırıyorsun, seçip
beğeniyorsun arabayı, bir de satıcılarla görüştüğünde kıllanmıyorsan arabadan
ve satıcıdan, bir de tanıdığın ekspertiz varsa oh kafa rahat.
E şimdi satarken
farklı. İlan ver, değişik değişik alıcı mailleriyle uğraş, çek yazmak isteyeni,
arabayı görmeden fiyat kıranı vs. Sonra onların bir kısmıyla buluş, pazarlık
yap derken bildiğin mesai yaptırıyorlar insana.
Bir de kullandığın arabada
hatıraların da var, e onlar da sanki satılıyormuş gibi hissediyorsun ve
duygulanıyorsun tabi. Halbuki hatıralar arabanın camında, arka koltukta filan
değil kafanın içinde.
Şimdi işin bir de şu boyutu var: maddi
şeyler bu dünyaya ait, aslında hiçbir şeye tam olarak sahip olamıyorsun. Olmuş
gibi görünüyorsun, bir nevi illüzyon. Zaman gibi. Bir şeye gerçek
anlamda sahipsen, o şey zaman ve mekandan bağımsız olmalı. Boyutlar arası
olmalı,ben buna inanıyorum. Mesela
“dürüstlük” sahip olunan bir özellikse, şimdi ve her zaman, burada ve her yerde
o özelliği taşırsın.
Noterin verdiği kağıt parçasında arabanın sana ait
olduğu yazıyor evet.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder